Almanya'da Süper Seçim Yılı: Neler Oluyor?

Almanya, yıl içerisinde 7 eyaletinde seçim gerçekleşecek olması nedeniyle, siyaseten epey hareketli bir döneme girmiş durumda. Hatırlatalım, Almanya'da Federal Parlamento'nun bir kanadı, eyalet temsilcilerinden oluşuyor ve eyalet temsilcileri kanadında çoğunluğa sahip olan parti(ler), hükümeti pek çok konu başlığında frenleme gücüne sahip olabiliyorlar. Bu nedenle eyaletlerde de seçim kazanabilmek, aslında federal düzeyde iktidar olabilmenin bir uzantısı okunabilir.

İlk seçimler, geçen Pazar günü Hamburg eyaletinde gerçekleşti ve Sosyal Demokrat Parti (SPD), açık bir farkla seçimleri kazanarak tek başına iktidar oldu. Böylelikle hristiyan birlik partileri (CDU/CSU), parlamentonun eyaletler kanadında 3 sandalye daha kaybederek zaten yitirmiş oldukları çoğunluğu daha da güç bir duruma sokmuş oldular.

Önümüzdeki 8 ay boyunca, 6 eyalette daha seçimler gerçekleşecek. Ayrıntılı olarak bakacak olursak;

Güney batıdaki Baden Württemberg eyaleti, Hristiyan Birlik partilerinin kalesi. Stuttgart, Tübingen, Freiburg gibi şehirleri barındıran eyalette, Mart'ın son haftası gerçekleştirilecek seçimlede SPD-Yeşiller koalisyonunu doğuracak bir seçim sonucu bekleniyor fakat şu haberi vermiş olayım ki, Yeşiller anketlerde SPD'nin yaklaşık 8-10 puan önünde gözüküyor ve bu da, merkez sağın kalesi olan bir eyalette yeşiller partisinden bir başbakan liderliğindeki koalisyonu mümkün kılacak bir gelişme. Merkel hükümetini fazla sarsacak seçim sonucunun, Baden Württemberg'i kaybetmek olacağı da biliniyor.

Doğu Almanya'daki Mecklenburg-Vorpommern ve Saksonya Anhalt eyaletlerinde ise, halihazırdaki SPD-CDU koalisyonlarının sürmesi beklenmekle birlikte, Sol Parti'nin her iki eyalette de oy oranlarını ciddi miktarda yükseltmesi ve Hristiyan Birlik partilerinin oy kaybına uğraması bekleniyor.

Berlin, sol için seçimlerin en rahat geçeceği eyalet; zira SPD ile Yeşillerin kafa kafaya yarıştığı eyalette Hristiyan Birlik partilerinin esamesi okunmuyor. hatırlanacağı gibi, 2006 yılındaki seçimlerde Berlin'de, her 100 kişiden 57si, sol partilere oy vermişti. Yeşiller'in adayı Renate Künast, eyaletin ilk Yeşil başbakanı olabilir. ancak eklemek gerekir ki, Künast'ın karşısında, tam 10 yıldır çok başarılı bir başbakanlık yürüten Klaus Wowereit var ve işi hiç de kolay değil.

Rheinland-Pfalz eyaletinde SPD tek başına iktidarda ve başbakanlığı SPD eski genel başkanı Kurt Beck yürütüyor. Bu yılki seçimlerde, SPD'nin bu konumunu koruyamayıp Yeşiller ile koalisyona gitmek zorunda kalabileceği beklenmekle birlikte, bu eyalette de bir merkez sağ koalisyon olaslığı çok zayıf gözüküyor.

Bremen'de de SPD-Yeşiller koalisyonunun devam edeceği bekleniyor, anketlerden çıkan sonuçlar CDU ile FDP'nin koalisyonu zorlayacak bir sonuç almaktan epey uzakta olduklarını gösteriyor.

Almanya için 2011 yılı, en az federal seçim yılı 2009 kadar hareketli ve zahmetli geçecek. zira, parlamentonun eyaletler kanadında çoğunluğunu kaybeden Merkel hükümeti, eyaletlerde yaşayacağı zincirleme hezimetler nedeniyle erken seçim ve parti liderliğinden ayrılma da dahil olmak üzere kimi alternaifler üzerinde çalışmaya başlayabilir.

Yalnız, en azından şu aşamada teslim edebileceğimiz gerçek şu ki, artık Almanya'da CDU/CSU-FDP ortaklığında yürütülen bir merkez sağ hükümetin varlığı söz konusu değil. zira Merkel hükümeti, eyaletler kanadında azınlığa düşmesi nedeniyle rahat çalışamıyor ve bildiğini okuyamıyor; teklif ettiği her konuyu ister istemez muhalefetle müzakere etmeye çalışıyor.

Merkel'in işi artık daha da zor ve her yeni gün, merkel ve arkadaşları için daha büyük sıkıntılar demek. özellikle SPD'nin bu süreci iyi yönetmesi ve tercihini gerçekçi, uygulanabilir ve sol pozisyonlardan yana koyması, Almanya'yı her anlamda hissedilebilir ölçüde sola kaydıracaktır.